58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
MANZUME-İ ŞEMSİYE ne demek? MANZUME-İ ŞEMSİYE kelimesinin anlamı nedir?
Güneş sistemi, güneş ve etrafında dönen seyyâreler
topluluğu.(Şu kâinatın lâmbası olan güneş, kâinat Sânii'nin
vücuduna ve vahdâniyyetine güneş gibi parlak ve nurani bir
penceredir. Evet, manzume-i şemsiye denilen küremizle
beraber oniki seyyare: Cirmleri, küçüklük - büyüklük
itibariyle pekçok muhtelif ve mevkileri, uzaklık - yakınlık
noktasında pek çok mütefâvit ve sür'at-i hareketleri, çok
mütenevvi' olduğu halde kemal-i intizam ve hikmet ile ve
kemal-i mizan ile ve bir saniye kadar şaşırmıyarak
hareketleri ve deveranları ve güneş ile, câzibe kanunu tâbir
edilen bir kanun-u İlâhi ile bağlanmaları, yâni onlar
imamlarına iktidaları, büyük bir mikyasta bir azamet-i
kudret-i İlâhiyyeyi ve Vahdâniyyet-i Rabbâniyyeyi gösterir.
Çünki: O câmid cirmleri, o şuursuz büyük kütleleri, nihayet
derecede intizam ve mizan-ı hikmet içinde muhtelif
şekillerde ve muhtelif mesafelerde ve muhtelif hareketlerde
döndürmek, istihdam etmek, ne derece bir kudreti ve bir
hikmeti isbat ettiğini kıyas et. Bu büyük ve ağır işe zerre
miktar tesadüf karışsa, öyle bir patlayış verecek ki,
kâinatı dağıtacak. Çünki: Bir dakika, tesadüf birisini
tevkif etse, mihverinden çıkmasına sebebiyet verir,
başkaları ile müsademe etmesine yol açar. Küre-i arzdan bin
def'a büyük cirmlerle müsademenin ne derece dehşetli
olduğunu kıyas edebilirsin.Manzume-i şemsiyenin, yâni şemsin
me'mumları ve meyveleri olan oniki seyyarenin acâibini ilm-i
muhit-i İlâhiye havale edip, yalnız gözümüzün önünde
seyyaremiz bulunan arza bakıyoruz. Görüyoruz ki: Bu
seyyaremiz bir azamet-i şevket-i Rububiyyeti ve haşmet-i
saltanat-ı Uluhiyyeti ve kemâl-i rahmeti ve hikmeti gösterir
bir surette Güneşin etrafında, emr-i Rabbâni ile - Üçüncü
Mektupta beyan edildiği gibi - pek büyük bir hizmet için bir
uzun seyr ve seyahat, ona ettiriliyor. Bir sefine-i
Rabbâniye olarak acâib-i masnuât-ı İlâhiye ile doldurulmuş
ve zişuur ibâdullaha seyrangâh gibi bir mesken-i seyyar
vaziyeti verilmiş. Ve evkat ve hesabı bildirecek saat akrebi
gibi, Kamer dahi dakik hesaplarla azim hikmetlerle ona
takılmış ve o Kamere başka menzillerde ayrı seyr ve seyahat
verilmiş. İşte bu mübarek seyyaremizin şu halleri, küre-i
arz kuvvetinde bir şehadetle, bir Kadir-i Mutlak'ın vücub-u
vücudunu ve vahdetini isbat eder. Mâdem şu seyyaremiz
böyledir. Manzume-i şemsiyeyi ona kıyas edebilirsin. Hem
Şemse, kendi mihveri üstünde cazibe denilen mânevi ipleri
yumak yaptırmak için dolap ve çıkrık hükmünde olan güneşi,
bir Kadir-i Zülcelâl'in emriyle döndürüp, o seyyaratı o
mânevi iplerle bağlayıp tanzim etmek ve güneşi bütün
seyyaratı ile saniyede beş saatlik bir mesafeyi kestirecek
kadar bir sür'atle, bir tahmine göre "Herkül Burcu" tarafına
veya Şems-üş-şümus cânibine sevk etmek, elbette ezel ve ebed
Sultanı olan Zât-ı Zülcelâl'in kudretiyle ve emriyledir.
Güya haşmet-i Rububiyyetini göstermek için, bu emirber
neferleri hükmünde olan manzume-i şemsiye ordusu ile bir
manevra yaptırır. S.)
"MANZUME-İ ŞEMSİYE" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.
"MANZUME-İ ŞEMSİYE" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.