58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
CELB-İ SURET ne demek? CELB-İ SURET kelimesinin anlamı nedir?
Uzakta olan bir şeyin sûretini resmini yanına
getirmek.(... Hz. Süleyman (A.S.) taht-ı Belkıs'ı yanına
celbetmek için vezirlerinden bir âlim-i ilm-i celb dedi:
"Gözünü açıp kapayıncaya kadar sizin yanınızda o tahtı hazır
ederim." olan hâdise-i hârikaya delalet eden şu âyet:
$İlâahir işaret ediyor ki: Uzak mesafelerden eşyayı aynen
veya sûreten ihzar etmek mümkündür. Hem vakidir ki:
Risaletiyle beraber saltanatla müşerref olan Hz. Süleyman
(A.S.) hem masumiyetine, hem de adaletine medar olmak için
pek geniş olan aktar-ı memleketine bizzat zahmetsiz muttali
olmak için ve raiyyetinin ahvâlini görmek ve dertlerini
işitmek, bir mu'cize suretinde Cenab-ı Hak ihsan etmiştir.
Demek, Cenab-ı Hakk'a itimad edip, Süleyman'ın (A.S.)
lisan-ı ismetiyle istediği gibi o da lisan-ı istidadıyla
Cenab-ı Hak'dan istese ve kavanin-i adetine ve inayetine
tevfik-i hareket etse, ona dünya bir şehir hükmüne
geçebilir. Demek, taht-ı Belkıs Yemende iken, Şamda aynıyla
veyahut suretiyle hazır olmuştur, görülmüştür. Elbette taht
etrafındaki adamların suretleriyle beraber sesleri de
işitilmiştir. İşte, uzak mesafede celb-i surete ve savta
haşmetli bir sûrette işaret ediyor ve mânen diyor: Ey ehl-i
Saltanat! Adalet-i tâmme yapmak isterseniz Süleymanvâri,
ruy-i zemini etrafıyla görmeye ve anlamaya çalışınız. Çünki;
Bir hakim-i adalet-pişe, bir padişah-ı raiyetperver, aktar-ı
memleketine her istediği vakit muttali olmak derecesine
çıkmakla mes'uliyet-i mâneviyeden kurtulur veya tam adalet
yapabilir. Cenab-ı Hak, şu ayetin lisan-ı remziyle mânen
diyor ki: Ey beni-adem! Bir abdime geniş bir mülk ve o geniş
mülkünde adalet-i tâmme yapmak için, ahvâl ve vukuat-ı
zemine bizzat ıttıla veriyorum. Ve madem herbir insana,
fıtraten zemine bir halife olmak kabiliyetini vermişim.
Elbette o kabiliyete göre ruy-i zemini görecek ve bakacak,
anlayacak istidadını dahi vermesini, hikmetim iktiza
ettiğinden vermişim. Şahsen o noktaya yetişmezse de, nev'en
yetişebilir. Maddeten erişemezse de, ehl-i velâyet misillû
manen erişebilir. Öyle ise, şu azim nimetten istifade
edebilirsiniz. Haydi göreyim sizi, vazife-i ubudiyetinizi
unutmamak şartıyla öyle çalışınız ki: Ruy-i zemini, her
tarafı, herbirinize görülen ve her köşesindeki sesleri size
işittiren bir bahçeye çeviriniz. S.)
"CELB-İ SURET" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.
"CELB-İ SURET" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.