58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
NOKTA-İ NAZAR ne demek? NOKTA-İ NAZAR kelimesinin anlamı nedir?
Görüş, bir nevi fikir. (Bak: Rasyonalizm)(Nazar-ı
Nübüvvet ve tevhid ve imân; vahdete, âhirete, Uluhiyete
baktığı için, hakaikı ona göre görür. Ehl-i felsefe ve
hikmetin nazarı; kesrete, esbâba, tabiata bakar, ona göre
görür. Nokta-i nazar birbirinden çok uzaktır. Ehl-i
felsefenin en büyük bir maksadı, ehl-i usulü'd-din ve
ülemâ-i İlm-i Kelâm'ın makasıdı içinde görünmiyecek bir
derecede küçük ve ehemmiyetsizdir.İşte onun içindir ki,
mevcudatın tafsil-i mâhiyetinde ve ince ahvallerinde ehl-i
hikmet çok ileri gitmiş fakat hakiki hikmet olan Ulûm-u
Aliye-i İlâhiyye ve Uhreviyede o kadar geridirler ki, en
basit bir mü'minden daha geridirler. Bu sırrı
fehmetmiyenler, muhakkıkin-i İslâmiyeyi, hükemalara nisbeten
geri zannediyorlar. Halbuki, akılları gözlerine inmiş,
kesrette boğulmuş olanların ne haddi var ki, Veraset-i
Nübüvvet ile makasıd-ı âliye-i kudsiyeye yetişenlere
yetişebilsinler.Hem herbir şey iki nazar ile bakıldığı
vakit, iki muhtelif hakikatı gösteriyor. İkisi de hakikat
olabilir. Fennin hiçbir hakikat-ı kat'iyyesi, Kur'anın
hakaik-ı kudsiyesine ilişemez. Fennin kısa eli, onun
münezzeh ve muallâ dâmenine erişemez. Nümune olarak bir
misâl zikrederiz:Meselâ, Küre-i Arz ehl-i hikmet nazariyle
bakılsa hakikatı şudur ki: Güneş etrafında mutavassıt bir
seyyare gibi hadsiz yıldızlar içinde döner. Yıldızlara
nisbeten küçük bir mahluk. Fakat ehl-i Kur'an nazariyle
bakıldığı vakit hakikatı şöyledir ki: Semere-i âlem olan
insan; en câmi', en bedi' ve en âciz, en aziz, en zaif, en
lâtif bir mu'cize-i kudret olduğundan, beşik ve meskeni olan
zemin: Semâya nisbeten maddeten küçüklüğüyle ve hakaretiyle
beraber mânen ve san'aten bütün kâinatın kalbi, merkezi...
bütün mu'cizat-ı san'atının meşheri, sergisi... bütün
tecelliyat-ı esmâsının mazharı, nokta-i mihrakiyesi..
nihayetsiz faaliyet-i Rabbâniyyenin mahşeri, ma'kesi..
hadsiz Hallâkıyet-i İlâhiyyenin hususan nebatat ve
hayvanatın kesretli envâ-i sagiresinden cevvadâne icadın
medârı, çarşısı ve pek geniş âhiret âlemlerindeki masnuatın
küçük mikyasta nümunegâhı ve mensucat-ı ebediyenin sür'atle
işliyen tezgâhı ve menâzır-ı sermediyenin çabuk değişen
taklidgâhı ve besâtin-i dâimenin tohumcuklarına sür'atle
sünbüllenen dar ve muvakkat mezraası ve terbiyegâhı
olmuştur.İşte Arzın bu azamet-i mâneviyesinden ve
ehemmiyet-i san'aviyesindendir ki, Kur'an-ı Hakim; semâvata
nisbeten büyük bir ağacın küçük bir meyvesi hükmünde olan
Arzı, bütün semâvata karşı küçücük kalbi, büyük kalıba
mukabil tutmak gibi denk tutuyor. O'nu bir kefede, bütün
semâvâtı bir kefede koyuyor, mükerreren: $ diyor. İşte sair
mesâili buna kıyas et ve anla ki: Felsefenin ruhsuz, sönük
hakikatleri; Kur'an'ın parlak, ruhlu hakikatleriyle müsademe
edemez. Nokta-i nazar ayrı ayrı olduğu için ayrı ayrı
görünür. S.)
"NOKTA-İ NAZAR" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.