58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
İSRAİLİYAT ne demek? İSRAİLİYAT kelimesinin anlamı nedir?
Zamanla hurafeye inkılâb etmiş, Yahudilikten kalma
haberler, hikâyeler. İsrail oğullarına mahsus hikâyeler,
hâdiseler.(İsrailiyyatın bir tâifesi ve hikmet-i
Yunaniyyenin bir kısmı, daire-i İslâmiyete duhul
etmeleriyle, din süsüyle görünerek, efkârı ihtilâle
verdiler. Şöyle ki: O necib kavm-i Arab, zaman-ı cahiliyette
bir ümmet-i ümmiyye idi. Vakta ki içlerinden hak tecelli
edip istidad-ı hissiyatları uyandı da meydanda yol açan
din-i mübini gördüklerinden umum rağabat ve meyilleri,
yalnız dinin mârifetine inhisar eylediler. Fakat kâinata
olan nazarları teşrihat-ı hikemiyye nazarıyla değil, belki
istitraden yalnız istidlâl için idi. Onların o hassas zevk-i
tabiilerine ilham eden yalnız onların fıtratlarına münasib
olan geniş ve ulvi muhitleri; ve safi ve müstaid olan
fıtrat-ı asliyeleri tâlim ve terbiye eden yalnız Kur'an idi.
Bundan sonra kavm-i Arab, sair akvamı bel' ettiği gibi
milel-i sairenin mâlumatları dahi Müslüman olmaya
başladığından, muharrefe olan İsrailiyat ise: Vehb, Ka'b
gibi ulema-i ehl-i kitabın İslâmiyetlerinin cihetiyle
Arapların hazain-i hayalâtına bir mecra ve menfez bularak o
efkâr-ı safiyeye karıştılar. Hem sonra da ihtiram dahi
gördüler. Zira ulema-i ehl-i kitaptan İslâmiyete gelenler,
İslâmiyet şerefiyle gayet celâlet ve tekemmül ettiklerinden,
mâlumat-ı müzahrefe-i sâbıkaları makbule ve müselleme gibi
oldular.. reddedilmedi. Çünki İslâmiyetin usulüne musadim
olmadığından hikâyat gibi rivayet olunur iken
ehemmiyetsizliği için tenkitsiz dinlenirler idi. Fakat
hayfâ! Sonra hak olarak kabul edildiler. Çok şübeh ve
şükukâta sebebiyet verdiler.Hem de vaktaki şu İsrailiyat,
kitap ve sünnetin bazı imaatlarına merci ve bazı
mefahimlerine bir münasebetle me'haz olabilirler idi. Fakat
âyât ve hadisin mânâları değil. Belki faraza doğru olsalar
idi, mâsadak ve efradından olmaları mümkün olduğundan; su'-i
ihtiyarlarıyla başka bir me'hazı bulmayan veya atf-ı nazar
etmeyen zahirperestler, bazı âyât ve ehâdisi o hikâyat-ı
İsrailiyyeye tatbik ederek tefsir eylediler. Halbuki Kur'anı
tefsir edecek yine Kur'an ve hadis-i sahihtir. Yoksa;
ahkâmı, mensuh olduğu gibi kısası dahi muharrefe olan İncil
ve Tevrat değildir. Evet, mâsadak ile mânâ ayrıdırlar.
Halbuki: Mâsadak olmaya mümkün olan şey, mânâ yerine ikame
olundu. Çok da imkânât vukuata karıştırıldı... R.N.)