Birisinin halifesi olmak.(Eğer denilse: Hadiste $
denilmiş. İhtilaf ise, tarafgirliği iktiza ediyor. Hem
tarafgirlik marazı; mazlum avâmı, zâlim havassın şerrinden
kurtarıyor. Çünki: Bir kasabanın ve bir köyün havassı
ittifak etseler, mazlum avâmı ezerler. Tarafgirlik olsa,
mazlum bir tarafa iltica eder, kendisini kurtarır. Hem,
tesadüm-ü efkârdan ve tehâlüf-ü ukulden hakikat tamamiyle
tezahür eder?Elcevab : Birinci suale deriz ki: Hadisteki
ihtilaf ise, müsbet ihtilaftır. Yâni: Herbiri kendi
mesleğinin tamir ve revacına sa'yeder. Başkasının tahrip ve
ibtaline değil, belki tekmil ve ıslahına çalışır. Amma menfi
ihtilaf ise ki; garazkârane, adavetkârane birbirinin
tahribine çalışmaktır. Hadisin nazarında merduttur. Çünki
birbiriyle boğuşanlar, müsbet hareket edemezler...İkinci
suale deriz ki: Tarafgirlik eğer Hak namına olsa, haklılara
melce' olabilir. Fakat şimdiki gibi garazkârâne, nefis
hesabına olan tarafgirlik, haksızlara melce'dir ki; onlara
nokta-i istinad teşkil eder. Çünki garazkârane tarafgirlik
eden bir adama şeytan gelse, onun fikrine yardım edip
taraftarlık gösterse, o adam o şeytana rahmet okuyacak. Eğer
mukabil tarafa melek gibi bir adam gelse, ona hâşâ lânet
okuyacak derecede bir haksızlık gösterecek.Üçüncü suale
deriz ki : Hak namına, hakikat hesabına olan tesadüm-ü efkâr
ise; meksatta ve esasta ittifak ile beraber, vesailde
ihtilaf eder. Hakikatın her köşesini izhar edip, hakka ve
hakikata hizmet eder. Fakat, tarafgirane ve garazkârane
firavunlaşmış nefs-i emmare hesabına hodfuruşluk,
şöhretperverane bir tarzdaki tesadüm-ü efkârdan bârika-i
hakikat değil, belki fitne ateşleri çıkıyor. Çünki maksatta
ittifak lâzım gelirken, öylelerin efkârının Küre-i Arz'da
dahi nokta-i telâkisi bulunmaz. Hak namına olmadığı için,
nihayetsiz müfritane gider. Kabil-i iltiyam olmayan
inşikaklara sebebiyet verir. Hâl-i âlem buna şahittir... M.)