58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
HUDEYBİYE ne demek? HUDEYBİYE kelimesinin anlamı nedir?
Mekke-i Mükerreme'den Medine-i Münevvere'ye giden yolun
üzerinde ve Mekke'den bir merhale uzaklıkta küçük bir köy
olup, yakınında bir kuyu ve bir ağaç vardır ki, bu ağacın
altında Hz. Fahr-i Kâinat Efendimize (A.S.M.) beşinci hicri
senede eshabı tarafından biat olunmuştur. Hicretten beş sene
on ay geçtiğinde Hz. Peygamber, maiyetindeki Muhacirîn ve
Ensar'dan 1400 kişi bulunduğu halde umre niyetiyle Kâbe-i
Şerife'yi ziyaret maksadıyla gidip bu yere vardıklarında
Kureyş'in harp için karşı çıktıklarını haber alması üzerine,
harp niyetiyle gelmeyip ancak sıla-i rahm ve Beytullah'ı
ziyaret niyetiyle geldiklerini beyan buyurmuşlarsa da,
Kureyş o sene Hz. Peygamber'le müslümanların Mekke'ye
girmelerine razı olmayıp ertesi sene kabul edecekleri
şartıyla ve diğer bazı şartlarla muahede akd etmişlerdir.
Bunun üzerine mezkur sahabeler Hudeybiye'nin yakınında
bulunan ağacın altında Hz. Peygamber Efendimize biat
ettikten sonra Medine-i Münevvere'ye dönmüşlerdir.( ifade
ediyor ki: Sulh-u Hudeybiye, çendan zahiri İslâm aleyhinde
görülmüş ve Kureyşliler bir derece galip görünmüş olduğu
halde mânen Sulh-u Hudeybiye, manevî büyük bir fetih
hükmünde olacak ve sair fütuhatın da anahtarı olacak diye
ihbar ediyor. Filhakika, Sulh-u Hudeybiye ile çendan maddi
kılınç, kılıfına muvakkaten konuldu. Fakat Kur'an-ı Hakîm'in
bârika-âsa elmas kılıncı çıktı, kalbleri akılları fethetti.
Musâlaha münasebetiyle birbiriyle ihtilât etiler. Mehâsin-i
İslâmiyet, envâr-ı Kur'aniye, inad ve taassubat-ı kavmiye
perdelerini yırtarak, hükmünü icra ettiler. Meselâ: Bir
dâhiye-i harp olan Halid Bin Velid ve bir dâhiye-i siyaset
olan Amr İbn-ül As gibi, mağlubiyeti kabul etmiyen zatlar,
Sulh-u Hudeybiyye ile cilvesini gösteren seyf-i Kur'anî,
onları mağlup edip, Medine-i Münevvere'ye kemal-i inkıyad
ile İslâmiyete gerdendade-i teslim olduktan sonra, Hazret-i
Halid bir "Seyfulah" şekline girdi ve fütuhat-ı İslâmiyenin
bir kılıncı oldu.Mühim bir sual: Fahr-ül Âlemîn ve Habib-i
Rabb-ül Âlemîn Hazret-i Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü
Vesselâm'ın sahabelerinin, müşrikîne karşı Uhud'un
nihayetinde ve Huneyn'in bidayetinde mağlubiyetinin hikmeti
nedir?Elcevab: Müşrikler içinde o zamanda saff-ı sahabede
bulunan ekâbir-i sahabeye istikbalde mukabil gelecek
Hazret-i Halid gibi çok zatlar bulunduğundan şanlı ve
şerefli olan istikballeri nokta-i nazarında bütün bütün
izzetlerini kırmamak için, hikmet-i İlahiyye, hasenat-ı
istikbaliyelerinin bir mükâfat-ı muaccelesi olarak mazide
onlara vermiş, bütün bütün izzetlerini kırmamış. Demek
mazideki sahabeler, müstakbeldeki sahabelere karşı mağlup
olmuşlar. Tâ o müstakbel sahabeler, berk-i süyuf korkusuyla
değil, belki bârika-i hakikat sevkiyle İslâmiyet'e girsin ve
o şehamet-i fıtriyeleri çok zillet çekmesin. L.)