58.000'den fazla kelime ile en kapsamlı Osmanlıca Türkçe sözlük
Aradığınız Osmanlıca kelimelerin Türkçe anlamlarını sözlüğümüzde bulabilirsiniz
ezdad ne demek? ezdad kelimesinin anlamı nedir?
Zıdlar. Mukabil ve muhalif olan şeyler. Birbirinin
tersi veya zıddı olanlar.(Şu kâinata dikkat edilse görünüyor
ki: İçinde iki unsur var ki, her tarafa uzanmış, kök atmış:
Hayır şer, güzel çirkin, nef zarar, kemâl noksan, ziya
zulmet, hidayet dalâlet, nur nâr, imân küfür, tâat isyan,
havf muhabbet gibi âsârlariyle, meyveleriyle şu kâinatta
ezdad, birbiriyle çarpışıyor. Daima tagayyür ve tebeddülâta
mazhar oluyor. Başka bir âlemin mahsulâtının tezgâhı
hükmünde çarkları dönüyor. Elbette o iki unsurun birbirine
zıd olan dalları ve neticeleri, ebede gidecek; temerküz edip
birbirinden ayrılacak. O vakit, Cennet - Cehennem suretinde
tezahür edecektir. Madem âlem-i beka, şu âlem-i fenâdan
yapılacaktır. Elbette anasır-ı esasiyesi, bekaya ve ebede
gidecektir. Evet, Cennet - Cehennem; şecere-i hilkatten ebed
tarafına uzanıp eğilerek giden dalının iki meyvesidir ve şu
silsile-i kâinatın iki neticesidir ve şu seyl-i şuunatın iki
mahzenidir, ve ebede karşı cereyan eden ve dalgalanan
mevcudatın iki havzıdır ve lütuf ve kahrın iki
tecelligâhıdır ki; dest-i kudret bir hareket-i şedide ile
kâinatı çalkaladığı vakit, o iki havuz, münasip maddelerle
dolacaktır.Şu remizli nüktenin sırrı şudur ki:Hakîm-i Ezeli,
inayet-i sermediyye ve hikmet-i ezeliyyenin iktizası ile, şu
dünyayı, tecrübeye mahal ve imtihana meydan ve esmâ-i
hüsnâsına âyine ve kalem-i kader ve kudretine sahife olmak
için yaratmış. Ve tecrübe ve imtihan ise neşvünemaya
sebeptir. O neşvünema ise, istidatların inkişafına sebeptir.
O inkişaf ise, kabiliyetlerin tezahürüne sebeptir. O
kabiliyetlerin tezahürü ise, hakaik-ı nisbiyenin zuhuruna
sebeptir. Hakaik-ı nisbiyyenin zuhuru ise, Sâni-i
Zülcelâl'in esmâ-i hüsnâsının nukuş-u tecelliyatını
göstermesine ve kâinatı mektubat-ı Samedaniyye suretine
çevirmesine sebeptir. İşte şu sırr-ı imtihan ve sırr-ı
teklif iledir ki: Ervâh-ı âliyenin elmas gibi cevherleri,
ervâh-ı sâfilenin kömür gibi maddelerinden tasaffi eder,
ayrılır.İşte, bu mezkur sırlar gibi daha bilmediğimiz çok
ince, âli hikmetler için, âlemi bu surette irade ettiğinden
şu âlemin tegayyür ve tahavvülünü dahi o hikmetler için
irade etti. Tahavvül ve tegayyür için zıtları birbirine
hikmetle karıştırdı ve karşı karşıya getirdi. Zararları
menfaatlara mezcederek, şerleri hayırlara idhal ederek,
çirkinlikleri güzelliklerle cem ederek, hamur gibi yoğurarak
şu kâinatı tebeddül ve tagayyür kanununa ve tehavvül ve
tekâmül düsturuna tâbi kıldı. Vaktaki meclis-i imtihan
kapandı. Tecrübe vakti bitti, esmâ-i hüsnâ hükmünü icra
etti. Kalem-i kader, mektubatını tamamiyle yazdı. Kudret,
nukuş-u san'atını tekmil etti. Mevcudat, vezaifini ifa etti.
Mahlukat, hizmetlerini bitirdi. Herşey, mânasını ifade etti.
Dünya âhiret fidanlarını yetiştirdi. Zemin, Sâni-i Kadirin
bütün mu'cizat-ı kudretini, umum havarik-ı san'atını teşhir
edip gösterdi. Şu âlem-i fena, sermedi manzaraları teşkil
eden levhaları zaman şeridine taktı. O Sâni-i Zülcelâl'in
hikmet-i sermediyyesi ve inayet-i ezeliyyesi; o imtihan
neticelerini, o tecrübenin neticelerini, o esmâ-i hüsnânın
tecellilerinin hakaikını, o kalem-i kader mektubâtının
hakaikını, o nümûne-misâl nukuş-u san'atının asıllarını, o
vezaif-i mevcudatın faidelerini, gayelerini, o hidemat-ı
mahlukatın ücretlerini ve o kelimat-ı kitab-ı kâinatın ifade
ettikleri mânaların hakikatlarını ve istidat çekirdeklerinin
sünbüllenmesini ve bir mahkeme-i kübra açmasını ve dünyadan
alınmış misali manzaraların göstermesini ve esbab-ı
zâhiriyenin perdesinin yırtmasını ve herşey doğrudan doğruya
Hâlık-ı Zülcelâline teslim etmesi gibi hakikatları iktiza
etti ve o mezkur hakikatları iktiza ettiği için, kâinatı
dağdağa-i tagayyür ve fenadan tahavvül ve zevalden kurtarmak
ve ebedileştirmek için o zıtların tasfiyesini istedi ve
tegayyürün esbabını ve ihtilâfatın maddelerini tefrik etmek
istedi. Elbette kıyâmeti koparacak ve o neticeler için
tasfiye edecek. İşte şu tasfiyenin neticesinde cehennem,
ebedî ve dehşetli bir suret alıp, taifeleri $ tehdidine
mazhar olacak. Cennet ebedî, haşmetli bir suret giyerek ehil
ve ashabı $ hitabına mazhar olacak. Hakîm-i Ezelî, şu iki
hanenin sekenelerine, kudret-i kâmilesiyle ebedi ve sabit
bir vücut verir ki; hiç inhilâl ve tagayyüre ve ihtiyarlığa
ve inkıraza mâruz kalmazlar. Çünki inkıraza sebebiyet veren
tagayyürün esbabı bulunmaz. S.)
"EZDAD" kelimesine ilk yorumu yazan sen ol.